6 Şubat 2016 Cumartesi

Gönülsüz Kökten Dinci



Kitap Adı: Gönülsüz Köktendinci
Yazar: Mohsin Hamid
Sayfa Sayısı: 199
Okuduğum Yayınevi: Pegasus
Basım: 1 / 2013

Mohsin Hamid'in Türkçe'ye "Gönülsüz Kökten Dinci" adıyla çevrilen romanını yeni bitirdim. Kitaba övgüler kısmında Philip Pullman'ın, Elif Şafak'ın, Mira Nair'in yazıları var. Ayrıca Mira Nair kitabın filme çevrilmesinde yönetmen koltuğunda bulunuyor. Filmini henüz izlemedim ama onu da merakla izleyeceğim.

Kitapçıda gezerken dikkatimi çekmişti böylece alıp okuma fırsatı buldum. (Raftan çekip aldığım, okuyunca da beğendiğim kitaplar çoktur.Gönülsüz Kökten Dinci de benim için öyle bir kitap oldu.) Yaklaşık 200 bir roman ama sayfaların altındaki fikir ve düşünce çok sağlam bir temele yayılmış. Mohsin Hamid olayları farklı bir şekilde anlatmış. Birincil ağızdan bir anlatımı olan kitapta olaylar çok hızlı ilerliyor. Bir sonraki sayfada ne olacağını insan gerçekten büyük bir merakla bekliyor ve kitap -beni etkileyen- beklemediğiniz bir anda bitiveriyor.

Kitaptaki ana karakter Cengiz, Amerika'nın en prestijli üniversitelerinden Princeton'da okuyan ve ardından da çok dolgun bir maaşı olan bir şirkette işe giren bir Pakistanlı. Kitap kendi içinde iki kutup barındırıyor. 11 Eylül olayları öncesi ve sonrası. Cengiz ise bu iki safha arasında 3 dönemden geçiyor. Yazar bu üç dönemi uyanışın aşamalarıyla vermeye çalışmış.

"Zaman tek bir yönde ilerler. Unutma bunu, değişim her zaman esastır."

"Değişime direnmeye çalışırlar. Oysa güç, değişimin kendisi olmaktır."
Cengiz öncelikle Amerikan Rüyasının içine hapsolmuş,gücü ve değişimi esas alan fakat nereye ait olduğunu kendisi de bilmediği için farklı rollere bürünen bir karakter iken 11 Eylül'de Amerika'nın geçirdiği değişimle kendisi de bir değişimden geçip huzuru ve kendisi için doğru olanı Pakistan'a yerleşmekte buluyor.
"Arzularımızın bedeliyle yüzleşme konusunda midesi hassas tipler değiliz."
Kitap, özgürlük, bağımsızlık ve insan kavramlarının önemi üzerine yazılmış. Ama mesajı Cengiz'in duygularından, düşüncelerinden ve kendi kendine girdiği vicdan muhasebesinden anlıyorsunuz. Amerikan terörizminin yanında diğer terörizmlere de başkaldırıp, sadece bir sakalın insanların bakışlarını ne derecede değiştirebildiğini gözler önüne sererken bir yandan da Cengiz'in umutsuz aşkı içinde sonsuzluğa ulaşmaya çalışmasını da okuyorsunuz.

"Terörizmin tanımında, asker üniforması giymeyen, yalnızca örgütlü ve siyasi amaçlarla hareket eden katillerin öldürdüğü sivillere gönderme yapılıyordu. Eğer insanoğlunun en önemli, biricik önceliği bu idiyse, o zaman asker üniformalı katillerin de olduğu topraklarda yaşayan bizlerin yaşayan bizlerin yaşamı önemsiz bir zaiyattan başka bir anlama gelmiyordu."
Okunulması ve anlaşılması gereken kitaplardandır, tavsiye ederim. :)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder