6 Şubat 2016 Cumartesi

La Samarcande

"Zamanın iki yüzü, iki boyutu var. Uzunluğu güneşe, genişliği tutkulara uyarlanmış."


Hakkında bir şeyler yazacağım Semerkant romanının Fransızca olan orjinal adını vermek istedim yazıya. Semerkant, Amin Maalouf'un 1998 yılında çıkan bir romanı.

Eserde Ömer Hayyam, ünlü terör örgütü lideri Hasan Sabbah, hikayenin başladığı ilk kısımda dönemin ünlü veziri Nizamülmülk ve Amerikalı Benjamin'in hikayesi harmanlanmış. Ömer Hayyam'ın el yazmalarının esas rolü oynadığı kitapta, el yazmalarının doğuşundan Titanik ile batışına kadar olan olayları anlatıyor. Kitap iki farklı zaman diliminde konuya yoğunlaşıyor ve Doğu'ya, İran'ın kucağına bir yolculuğa çıkartıyor. Tutkunun sönmediği fakat reddedildiği topraklarda aşık olan insanların hayatları anlatılırken bir yandan da Ömer Hayyam rubaileri ışık ve neşe kaynağı oluyor.

Ömer Hayyam döneminin Doğu İran'ı kitaptan bir cümleyle şöyle aktarılabilir:
Gözlerine, kulaklarına, diline sahip olmak istiyorsan; gözlerin, kulakların, dilin olduğunu unut."
Romanın dili insanı zorlamıyor. Cümleler basit ve roman elinizde rahatça akıyor. Romandaki gerçeklik payı daha da merak etmenizde bir etken. Ama tarih daha çok arkada bir fon olarak kullanılmış. Geçmiş, alınacak dersler ve çıkarılacak öğütler kaynağı değil Maalouf için. Geçmiş, süslenip farklı bir hamurla yoğurularak önünüze konuluyor. Ama Doğu'yu hatırlamıyorsanız ve Batı'yı da bilmiyorsanız her bir sözcük içinizi acıtabilir.


Beni sana getiren yoksulluk muydu?
İstekleri basitse, kimse yoksul değil.
Dürüstü ve özgürü onurlandırabiliyorsan
Beklediğim, onur vermen, başka bir şey değil.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder